Getir Krizi: Hızlı Büyümenin Acı Faturası

Bir zamanlar Türkiye’nin en parlak girişimlerinden biri olarak gösterilen Getir, 2024’te adeta freni patlamış bir kamyon gibi duvara tosladı. Avrupa ve ABD açılımlarından sonra gelen iflas haberleri, sadece bir şirketin değil, bir dönemin girişimcilik anlayışının da çöküşünü simgeliyor.

🚀 Hızlı Büyüme, Hızlı Yakım

Getir, 2015’te dakikalar içinde teslimat vaadiyle yola çıktı. Pandemiyle birlikte büyüme patladı. Yurt dışı açılımları, agresif pazarlama ve satın almalarla birlikte şirket 2022’de 12 milyar dolar değerlemeye ulaştı. Ancak bu büyüme, kârlılıkla değil, VC parasıyla finanse ediliyordu. Kısacası, yakıt VC’ydi, motor zararına çalışıyordu.

🌍 Globalleşme: Hızlı ama Derinliksiz

  • İngiltere, Almanya, Hollanda ve ABD pazarlarına giriş yapıldı.
  • Yerel rakiplerle kanlı rekabetlere girildi.
  • Market satın almalarıyla büyüme şişirildi, ama entegre edilemedi.

Getir, yerel ihtiyaçlara uyum sağlamakta zorlandı. “Kopyala-yapıştır” modeli, özellikle regülasyonlar, operasyonel maliyetler ve kültürel farklar yüzünden çöküşe sürükledi.

💸 Nakit Akışı Sorunları ve Yatırımcı Güveni

2023’ten itibaren global VC piyasası sıkılaştı. Getir, yeni yatırım bulmakta zorlandı.

  • Operasyonlar zarar yazmaya devam etti.
  • Çalışan çıkarmalar başladı.
  • Yatırımcılar değerleme düşüşüyle birlikte çıkış yolları aramaya başladı.

📉 Çöküş: İflas, Satışlar ve Türkiye’ye Dönüş

2024’te Getir, Avrupa’daki operasyonlarını kapattı, bazı bölgelerde faaliyetlerini tamamen durdurdu. Satılmaya çalışıldı ama ciddi alıcı çıkmadı. Türkiye operasyonları şimdilik sürse de, şirket küçülmeye devam ediyor.

🧠 Dersler: Bu Kriz Bize Ne Öğretti?

  1. Büyümek tek başına başarı değildir. Kârlılık olmadan sürdürülebilirlik sağlanamaz.
  2. “Winner takes all” mantığı pahalıya patlayabilir. Her pazarda lider olmak zorunda değilsin.
  3. Global açılım stratejik olmalı. Her pazar, her kültür farklıdır.
  4. Yatırım parası sınırsız değil. Balonlar şişer ama sonsuza kadar havada kalmaz.

Son Söz:

Getir’in hikayesi, sadece bir şirketin batışı değil, Türkiye girişimcilik ekosisteminde “hızlı büyüme her şeydir” efsanesinin de sonudur. Belki de artık yeni bir dönem başlıyor: “Daha az hype, daha çok sürdürülebilirlik.”

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir